9 Mayıs 2012 Çarşamba

Yayın Başlığı: "Yayın Başlığı"

Ey şu an içinde bulunduğum şehir ! Ne güzelsin sen böyle...
Öyle güzel bir rüzgar esiyor ki şu an bana; içinde hangi elementler varsa artık, pek bir rahatlatıcı. Erken getirdim yazı, hiç de dönesim yok valla İstanbul'a. Zaten ne dönücem; korna sesleri mi, egzoz kokusu mu daha cazip acaba!

Pek bir sevdim ben bu blogging olayını. Böyle sanki bir Carrie Bradshaw havası, her an Mr. Big belirebilir ya da Aidan kapıyı çalabilir. (Hiç fena olmaz) Yalnız layer olayını tam çözemedim henüz, bir de abidik gubidik bir dolu siteyle bağlantılı hale getirebiliyormuşuz sanırım profili. Neyse, bunlar ısınma turları. Çözeceğim!

Size buradan ne getireyim ? Söylemem gerçi nerede olduğumu, ama foto çekebilirsem, güzel yöresel yemeklerden seçkiler yayınlarım. Malum, o korkunç olay benim de başıma geldi ve telefonum tuvalete düştü, dolayısı ile foto işi zor. Valla çalışsın, tifo olmayı göze alıcam! Yoksa yeşil ekran Nokia'ya geri dönüş; yılanda yeni rekorlar kırarım, oyun falan bitiririm işte, fena mı...

Bir keresinde de metronun raylarına düşürmüştüm telefonumu, dün telefonsuz bir şekilde metroya binerken hatırladım. Her zamanki gibi bir yerlere yetişmeye çalışırken, telefonu elimden düşürmüştüm, aynı anda da gelişine güzel bir tekme koymuştum da telefon raylara hızlı bir iniş yapmıştı. Sonra aslan parçası gözüpek güvenlik kurtardı tabii onu oradan, bırakır mıyım.

Geçenlerde de stüdyoya giderken ızgaranın içine pilini düşürdüm. Birkaç kişi zorladı ızgarayı da yerinden oynamadı meret. Sonra, kendi başına pilin maliyeti aklıma gelince, aynı bir Nene Hatun, tek hamlede koca ızgarayı söktüm yerinden, bırakır mıyım.


Elektronik eşyalarla "love and hate" ilişkim var, bu noktada Erasure'dan gelsin: I Love To Hate You. Bilmeyenler youtube'dan dinlesin, öyle bir sound günümüzde yok -ki şarkıyla neredeyse yaşıtım. (Marc Almond'ın da gıyabında konuştuğumdan ötürü, kendisini, Jimmy Somerville ile olan dueti 'I Feel Love' ile anıyorum)

Love and hate, what a beautiful combination!

A tout a l'heure o zaman.

not: Hiç uyumadan uçağa binince anksiyete yapıyor.


Z.

3 yorum:

  1. O şarkı Erasure 'ın olmasın ? Yoksa ben mi yanılıyorum ?

    YanıtlaSil
  2. andy bell ile marc almond'u karıltırdım, uykusuzluk işte ! hemen edit

    YanıtlaSil
  3. Yaşadığın veya istemediğin hayatta olmayı kendin seçebilirken insan sadece ailesini seçemez ama sana iyi birileri hep denk gelmiş , senin yazını okuyarak ve o komik ve şansız olaylarını gözünde canlandırarak sana imrenmeyen yoktur herhalde.. Yarım kalanlara rağmenle tanıştığım sen hoş geldin...

    YanıtlaSil